13 Mart 2013 Çarşamba

SON DEM

Rahat uyu,


Rahat uyu sonsuzluğunda evrenin.

Bedenin çürürken,

Çürürken bizdeki son emanetin,

Yastayız diye başımızı koyduğumuz yastık

Seni uğurlarken alnını öpmüştük ya,

Buz gibi soğuktu hani.



Yattığım yastık da öyle…



Son emanetin,

Bedenin çürürken

Tek koruyabildiğimiz

Senden kalan hatıraların.



Zaman zaman, yer yer

Beynimize kazılı hepsi.



Yaptıkların,

Yapamadıkların,

Özlemlerin,

Hasretlerin.





Yer yer,

Zaman zaman.



Hepsini bilmemiz,

Hepsini hatırlamamız mümkün değil.



Hepimiz bir araya gelsek,

Bir sen edemeyiz…

Hepimiz bir araya gelsek,

Ölmüşlerimiz, dirilerimiz…

Yine de bir eksik kalır:

O da SEN.



Ne birimiz, ne diğerimiz.

Ne senden önce gelenler

Ne de sonrası

Hiç birimiz sen olamayız.



Uyu sen,

Rahat uyu sonsuzluğunda evrenin.

Bedenin çürürken,

Çürürken bizdeki son emanetin,

Seni yaşatacağız diye

Avutuyoruz kendi kendimizi.

Senin sözlerin,

Senin davranışların,

Yüzündeki o acı gülümseyiş,

Belli belirsizdir bilirsin:

Sahtedir,

Kötü bir taklittir

Bizdeki sana benzeyiş.



Daha güzel günlerimiz vardı

Önümüzde tadacağımız.

Acı günler de olacaktı elbet.

Lakin,

Sensizliğin acısı her şeyin üstünde



Gün gelir elbet görürüm diye seni,

Avutup duruyorum kendi kendimi.

Kim bilir ne şekilde görünürsün,

Hangi hüviyetle bana?

Belki bir kedinin gözlerinde beliriverirsin,

Ya da bir aynaya düşer hayalin.

Kim bilir?

Belki de bir ses olursun,

Kulaklarımdan beynime doğru düşersin ardıma.

Tenin tenime değer bir şekilde.

Bir çocuğun gülümsemesinde,

Kimsesiz,

Yaşlı bir kadının

Acı dolu gözlerinde gülümsersin bana.

Sesin hala kulaklarımda.

Cemil diyorsun,

Okula geç kaldın,

Kahvaltı hazır.

Saat 06:30,

Gün daha yeni ağarmakta.



Cemil diyordun, uyan başucumda.

Sabahın sessizliğinde

Yankılanıyor kalbinin atışları.

Yüreğinin sıcaklığı, yüzümde ateş olmuş,

Sarmış bütün bedenimi.



İnsan insan etine değdi mi,

Yer yerinden oynar.

Kolay mı?

Kolay mı bir canı taşımak dokuz ay?

Dokuz ay tenin tenimde yaşamak,

Dokuz ay boyunca yer yerinden oynamış,

Kolay mı?

Can mı dayanır buna?



Sıcak nefesli anam.

Kurban olam anam.

O güzel, o gül tenin solmakta.

Dinmeyen yaram oldun bağrımda,

Doya doya koklayamadım seni anam.

Doya doya bakamadım nurlu yüzüne.



Gözlerimdin benim,

Seninle bakardım dünyaya.

Şimdi de bakarım ama

Pek bir şey göremem be anam.

Pek bir şey göremem,

Akıl hocam.

Sen de yoksun şimdi.

Sanki senle bittim,

Yok oldum ben de.



Her şey boş geliyor şimdi.

Çevremde türlü türlü insanlar,

İyiler var sayamadığım kadar,

Ve kötüler daha da çok.

Ama hepsi boş be anam.

Hepsi boş.

Hepsi boş ama,

Onlar bunu bilmiyor.

Bilmesinler boş ver.

Varsın anlamasınlar bizi.

Varsın onlar,

Bildiklerini okusunlar dilediklerince.

Günü gelince nasılsa anlayacaklar.

İyinin de,

Kötünün de yerinin aynı olduğunu.

İkisinin de aynı kefeye konduğunu.



Kararsızım,

Şekilsizim,

Tarifsizim,

Bir idealim yok.



Alternatif değil aradığım sana karşı,

Ama boşluktayım anam.

Yalnızım bu gezegende.

Fikrim boşlukta…

Ama asla hür olmadı.



Asılsızım, suretim yok.

Suskunum,

Küskünüm,

Şaşkınım…



İçim taşkın sular,

Dışım suskun bir çınar gibi.



Alakam yok bu dünyayla.

Manasızım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder