4 Şubat 2010 Perşembe

SİYAM KEDİSİ

Karanlık yüzüydü bu,

Sevgili dünyamızın.

Altını üstüne getirmesine sebep;

Her düşüncenin,

Dörtayak üstünde durmasıydı besbelli.

Siyam kedisinin,

Hipokrad Yemini’ni bozmasından hareketle;

Çıkmaza girmekte buldu nihaî çareyi.

Çareleri zora,

Oluru açmaza sokma uğraşısı verdi yılmadan.

Ve sünnetle gelen bir dirhem et,

Bir neşter, ve sonrası bir buram kan;

Bir tutam ten;

Zorunlu kılıyordu sosyalist olmayı…

Kalın bir kalas üzerinde,

Sırat Köprüsü’nü diklemesine,

Ve bilhassa çaprazlama geçme sevdası;

Denge proferyasının doğuşuna temel taşı oluşturdu.

Durgun bir gecenin ardından

Cenaze namazıyla irkildi hayat.

Ve aynı safta olmanın,

Huzur ve yılgınlığı kapladı bîçare gönülleri.

Yıllardır insan gibi yaşama uğruna

Gösterilen her çaba,

Bir sandık başında bekâretini yitirdi:

Başroller dağıtıldı bol keseden

Krallar, Firavunlar, DALKAVUKLAR…

Efendiler, köleler, cariyeler

Odalıklar, harem ağaları

Bir yanda kesilmişler,

Kesilmemişler öte tarafta.

Ve daha türlü türlüsü…

Kadim bir anlaşmanın tohumuydu yükselen,

Bu topraklar üstünde.

Anlına karalar çalmış olmanın ezikliği

Ve utancıyla

Yaşamanın bezdirici baskısı altında,

Dünyayı ıslah edecek

İdollerin fikir babalığına soyunmak cesareti

Ve kuvveti toplamak hiç de kolay değildi.